7 Temmuz 2013 Pazar

İzdivaç Programları Üzerine

Türkiyede evlendirme programları, yakın zamanda oluşan bir popülaritenin ürünü. Flash tvde başlayan "dest-i izdivaç" furyasının başlatan elbette şimdilerde atvde boy gösteren Esra Eroldu.


Flash tvnin bu umulmayan çıkışı, diğer kanalları da etkiledi. Esra Erolun başarısı, merkez medyaya da ilham oldu. Kısa zamanda Star, TNT, ve ATV'de farklı izdivaç programları yayına hazırlandı. Star tvde yine Esra Erolu görüyoruz. Flashtan Stara transfer olan ünlü sunucu, burada tutunamayınca atvye geçti ve "Esra Erolla Evlen Benimle" programıyla büyük sükse yaptı. Starda Erolun yerine Zuhal Topal getirilse de bir türlü istenen başarı yakalanamadı. TNTde Hande Ataizinin sunduğu evlilik programını daha çok skandallarla ve kavgalarla hatırlıyoruz. Flash tv, öncülüğünü yaptığı akıma sahip çıkma isteğinden olsa gerek, hala izdivaç programlarına yer veriyor fakat yıllar geçse de Esra Erolun popülaritesinin ve saygınlığının hala sürdüğünü görüyoruz. Başka bir deyişle, en ciddi program hala "Evlen Benimle" 

Bununla beraber, genelde izdivaç programlarına, özelde "Evlen Benimle"ye birtakım eleştirilerin yöneltildiğini görüyoruz. Sevda Türküsev, Esra Erolun programına bağlanarak sitemini dile getirdi

Takdir seyircinin demek düşer bize, Esra Erolla Evlen Benimle yayınlanmaya devam edecek gibi görünüyor. Esra Erol, ikinci bir Müge Anlı ikonu olma yolunda.

Muhammed Mursi kimdir?

Mursi 2000 ve 2005 yılları arasında milletvekili oldu. İhvan-ı Müslimin yasa dışı sayıldığından meclise bağlantısız olarak girdi.

Asıl adı, Muhammed Mursi İsa el-Eyyat ,Ağustos 1951, Şarkiya doğumlu.

Mısır'ın 5. cumhurbaşkanı sayılsa da Mısır tarihinde demokratik seçimlerle gelen ilk liderdir. Bağlantısızlar Hareketi genel sekreterlik görevini yürüttü.

Mühendislik eğitimini Kahire Üniversitesi'nde aldı. Doktorasını Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde tamamladı (1982). Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nde yardımcı doçent oldu (1982-1985). Ardından eğitim vermek için için Mısır'daki Zagazig Üniversitesi'ne geldi.


5 yıl boyunca Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı. 2011 Mısır Devrimi'nde muhalif bir lider oldu ve 30 Nisan 2011 tarihinde Müslüman Kardeşler'in kurduğu, Özgürlük ve Adalet Partisi'nin başkanı seçildi.

2012 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri'nde Müslüman Kardeşler'in aday gösterdiği Hayrat Şatır'ın adaylığı düşünce, yerine Muhammed Mursi seçildi. Yoğun seçim kampanyası yürüttü. İlk turda %25.5 oy aldı ve ikinci tura girmeye hak kazandı. İkinci turdan da, %51.73 oy alarak, 5. cumhurbaşkanı oldu.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen askeri darbe ile Mısır Ordusu tarafından görevden azledilmiş ve süresiz ev hapsine alınmıştır.


Muhammed el Baradey Kimdir?

Geçtiğimiz günlerde Mısırda yaşanan darbeden sonra geçici başbakanlık görevini üstlenen politikacı ve aktivist
Devrim sonrası ordunun desteklediği cumhurbaşkanı olan Baradey 1942 doğumlu, hukuk eğitimini Kahire Üniversitesinde aldı.
2005 yılında "nükleer enerjinin askeri amaçlar için kullanımını engellemeye yönelik çabalarından dolayı" Nobel Barış ödülünü kazandı.
Doktora süreci sırasında, 1964te Mısırın Birleşmiş Milletlerde Daimi Temsilciliğini üstlendi. '74-'78 arasında Mısır Dışişleri Bakanı özel danışmanlığı görevini yürüttü. Uluslararası Atom Enerji Kurumu başkanlığını '97de Hans Blixten devraldı.


Muhammed El Baradey Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Vikipedi

Bülent Akyürek ve Anti-Modernizm-2

Bülent Akyürek ismi artık bir sembol diyebiliriz. Modernizm karşıtlarının karşılaşacağı kaçınılmaz son olan "tvye de mi karşısın, internete de mi karşıtsın, ne işin var o zaman burda" kısır döngüsü birçok insanı, özellikle de genci diyelim, modernizm karşıtlığından bir süre sonra uzaklaştırıyor. Modernite hem dönüştürüyor hem de ikna ediyor. Üstelik öyle tatmin edici tezleri var ki, karşı koymak belli bir noktadan sonra imkansızlaşıyor. Doğru ya, durumu ağır hastaları tam teşekküllü hastanelere ulaştıran ambulans uçaklara mesela nasıl karşı olabilirsiniz? Ya da yüzbinlerce akademik tezin toplandığı veritabanlarının ne gibi zararları olabilir?

Evet, teknoloji hayatımızı çok kolaylaştırdı, bu doğru. Birçok ihtiyacımızı da giderdi. Fakat paradoksal olan nokta şu ki, zaten bu ihtiyaçları da modernite getirmişti! Biraz uç bir örnek olacak, ambulans uçaklar yokken, hastaneye yetiştirilemeyen hastalar için "emr-i hak vaki oldu" deyip cenaze kaldırılırdı. Şimdi onları en ücra köylerden bile hastanelere taşıyacak uçaklarımız var. Binlerce insan hayır duası ediyor bu hizmetlere. Nasıl karşı olunabilir ki? Nasıl karşı olabilirsiniz diyor muarızınız. İyi ama kimse buna karşı değil. Mesela Bülent Akyürek, "döner koltuk Batı icadıdır" derken, çoğu kimse bu düşünceyi "gavur icadıdır, kullanmak haramdır" safsatasıyla karıştırıyor. Ortada bir gerçek var, bunun ilamından başka nedir? Evet, döner koltuk, "her yere hakim olabilme" düşüncesi gereği Batı düşünce yapısını açıkça gözler önüne serer ve o kültürün ürünüdür. Buna karşı olmak ne demek ki? "Bunu Batı yaptı, o zaman oturmam" mı diyeceksiniz, hayır. Ama kendi kültürünüzün ürünü olan bir teknik vücuda getirebilirsiniz, bunun şimdiye kadar yapılamamasının sebebi de sanırım Akyürek değildi. Şuursuzca girdabına kapıldığımız teknolojinin ardındaki düşünce dünyasını faş etmek, sanırım, hazırcılığa alışmaktan daha kötü değildir.

Boğaziçi: Prestijli Devlet Üniversitesi Geleneğinin Son Kalesi

Özel şirketler desteğiyle kurulan "özel üniversiteler"in yanında "kar amacı gütmeyen" vakıfların sponsor olduğu "vakıf üniversiteleri"nin sayısı hızla artıyor. Mesele Gaziantep şehrinde şu an 3 ayrı üniversite mevcut: Zirve, Gaziantep Üniversitesi, Gazikent. Peki ne olacak? Bu, böyle sürecek mi? Devlet üniversitelerinin durumu ne olacak? Fırsat eşitliği sağlanabiliyor mu?

Bu ve bunun gibi soruların mercii elbette bir blog değil. Biz bunlara birkaç tane daha ekleyebiliriz ancak. Sorumluları göreve çağırmak, ayrıca üzerimize düşeni yapmak gerek. Çünkü devletin eğitime ne ölçüde katılacağı, katılacaksa rekabet ortamına nasıl müdahale edeceği, sermayenin isteklerine nasıl karşılık verilebileceği tartışma konusu.

Bununla beraber, Anadolunun hangi köşesine giderseniz gidin prestiji yıllardır sağlam kalan bir ekol var: Boğaziçi Üniversitesi. Prestijin kaynağı kimilerine göre başarılı mezunlar, kimilerine göre çok erken bir tarihte başlayan yabancı dilde eğitim geleneği. İngilizce eğitimin zorluklarıyla karşılaşan remedial öğrencilerin sorunlarına daha önce değinmiştik. Boğaziçi, kaliteli sayılabilecek eğitimi, geniş özgürlük alanları ve uluslararası bağlantılarıyla devlet üniversiteleri arasındaki ayrıcalıklı yerini her şekilde korumayı biliyor. Fazla görkemli olmasa da adına yakışır sayılabilecek 150.yıl kutlamalarıyla hala devlet üniversitelerinin özel üniversite furyasına karşı koyabilecek potansiyele sahip olduğunu göstermiş durumda. Tercih dönemi yaklaşıyor. Bakalım bu sene ne olacak..