boğaziçi üniversitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
boğaziçi üniversitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Nil Karaibrahimgil Hangi Üniversiteden Mezun?



Güzel şarkıcı, blogumuzda sık sık sözünü ettiğimiz bir üniversiteden mezun, bölümünü doğru tahmin etmek biraz zor olacak. Yine de üç tahmininizi sıralayın bakalım tutacak mı:



Boğaziçi Üniversitesi Politika (Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler)

7 Temmuz 2013 Pazar

Üniversitede Kısa Film Çekmek

Kısa film,  Türkiyede, genellikle üniversite öğrencilerinin itibar ettiği bir uğraş. Amatör sinemacılıkla acemi sinemacılık aynı şey değil. Birçok başarılı yönetmen, üniversite yıllarında kısıtlı bütçelerle çektikleri filmlerden sonra şöhrete kavuştu. Elbette kısa filmi bir geçiş basamağı olarak görmek bir ölçüde yanlış. Fakat üniversiteden sonra bir şeyler katmak da önemli.

Bu konuda bazı üniversitelerin film merkezlerini sayabiliriz. Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi bunlardan biri.

Boğaziçi: Prestijli Devlet Üniversitesi Geleneğinin Son Kalesi

Özel şirketler desteğiyle kurulan "özel üniversiteler"in yanında "kar amacı gütmeyen" vakıfların sponsor olduğu "vakıf üniversiteleri"nin sayısı hızla artıyor. Mesele Gaziantep şehrinde şu an 3 ayrı üniversite mevcut: Zirve, Gaziantep Üniversitesi, Gazikent. Peki ne olacak? Bu, böyle sürecek mi? Devlet üniversitelerinin durumu ne olacak? Fırsat eşitliği sağlanabiliyor mu?

Bu ve bunun gibi soruların mercii elbette bir blog değil. Biz bunlara birkaç tane daha ekleyebiliriz ancak. Sorumluları göreve çağırmak, ayrıca üzerimize düşeni yapmak gerek. Çünkü devletin eğitime ne ölçüde katılacağı, katılacaksa rekabet ortamına nasıl müdahale edeceği, sermayenin isteklerine nasıl karşılık verilebileceği tartışma konusu.

Bununla beraber, Anadolunun hangi köşesine giderseniz gidin prestiji yıllardır sağlam kalan bir ekol var: Boğaziçi Üniversitesi. Prestijin kaynağı kimilerine göre başarılı mezunlar, kimilerine göre çok erken bir tarihte başlayan yabancı dilde eğitim geleneği. İngilizce eğitimin zorluklarıyla karşılaşan remedial öğrencilerin sorunlarına daha önce değinmiştik. Boğaziçi, kaliteli sayılabilecek eğitimi, geniş özgürlük alanları ve uluslararası bağlantılarıyla devlet üniversiteleri arasındaki ayrıcalıklı yerini her şekilde korumayı biliyor. Fazla görkemli olmasa da adına yakışır sayılabilecek 150.yıl kutlamalarıyla hala devlet üniversitelerinin özel üniversite furyasına karşı koyabilecek potansiyele sahip olduğunu göstermiş durumda. Tercih dönemi yaklaşıyor. Bakalım bu sene ne olacak..

24 Haziran 2013 Pazartesi

Oktay Sinanoğlu, Yabancı Dilde Eğitim ve Türkçe Olimpiyatları

Yabancı dilde eğitim meselesi bir süredir ülkemizde çeşitli vesilelerle konuşuluyor. Tartışma esas itibariyle, bu tarz eğitimin yaygınlaştırılması veya yasaklanmasından ziyade anadildeki yeteneklere yaptığı tahribat üzerinde cereyan ediyor. Bu konunun gündeme gelmesinin öncülerinden biri de kuşkusuz Oktay Sinanoğlu.




Çok erken bir yaşında aldığı profesörlük ünvanı ile ülkemizin gururu olan Sinanoğlu, uzmanlık alanlarının yanısıra Türkiyenin eğitim ve kültür politikalarına yaptığı sert eleştirilerle büyük yankı uyandırdı. Bye Bye Türkçe, Büyük Uyanış, Ne Yapmalı gibi kitaplarla adından sık söz ettiren "Türkiyenin Aynştaynı" yabancı dilde eğitim konusunda tavizsiz bir tutum sergiliyor.

Ülkemizde bir çok üniversite İngilizce eğitim veriyor. Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent, Sabancı gibi önde gelen üniversitelerimiz yüzde yüze yaklaşan İngilizce ders oranıyla hem öğrencilerin hem de eğitim uzmanlarının eleştirilerine maruz kalıyor.

Bizim açımızdan, öğrenciye yeterli ve uluslararası düzeyde bir İngilizce verebilmek için " tüm derslerin İngilizce" olması gibi bir zorunluluk yoktur. İlköğretim ve lise düzeyinde verilen yabancı dil eğitimi oldukça kalitesiz iken Anadolu'dan gelen bir öğrenci bir yıl gibi kısa bir süre zarfında nasıl " yabancı dilde eğitim " sürecine uyum sağlayabilir? Sinanoğlu, bu konuda kendi çözüm önerilerini sıralamadan geçmiyor. Yeterli ölçüde verilen bir Türkçe, hem genel eğitim-öğretim seviyesinin yükselmesi hem de Türkçemizin bir "dünya dili" olması için yeterlidir. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları bu konuda ümit verici bir gelişmeydi. Dünyanın dört bir yanından gelen gençler Türkçeyi etkileyici biçimde kusursuz kullandı ve birbirinden güzel şarkı ve şiirler eşliğinde bize unutulmaz bir şölen yaşattı.

Umarız Oktay Sinanoğlu'nun rüyası gerçekleşme yolundadır ve Türkçeyi bir dünya dili olarak görmek bize de nasip olur.. Bakalım ne olacak..

21 Haziran 2013 Cuma

Boğaziçi Adayına Tavsiyeler!!!

   Anadolunun hangi şehrine giderseniz gidin, yaşlı amcalardan ev hanımı teyzelere kadar, "Boğaziçi" dediğinizde "ooo" ünlemiyle karşılaşırsınız. Bu üniversitenin prestiji nasıl da böyle yaygınlık kazandı ve adını duymadığını düşündüğünüz kimseler tarafından bile takdirle karşılanıyor, araştırmaya açık bir konudur.
   Boğaziçi, eşsiz manzarası ve ferah havasıyla her şeyden önce İstanbul'un alışılageldik havasından uzak bir görünüm arz ediyor. Görülmeye değer Boğaz manzarası ile belki de dünyanın en güzel manzaralı üniversitelerinden sayılabilir. Bununla beraber gerek eğitim sistemi, gerek sosyal hayatıyla adayların zihninde hem soru işaretleri hem de hayranlık hissi bırakıyor.



1. İngilizce Hazırlık Meselesi ve Kilyos
 
 "Boğaziçi iki kez kazanılır, ÖSSde ve PROFda". Bu sözü ilk duyduğumuzda hem çok şaşırmış hem de gerçekliğine imkan vermemiştik. Mevcut eğitim sistemi, üniversitelere giriş sınavını "son düzlük" olarak görmemiz için pek müsait. "Hele bi üniversiteye kapak at gerisi kolay" cümlesini duymak her Türk gencinin makus talihidir. "Eee, kazandım işte, daha niye bir daha kazanmam gerekiyor?" cümlesi ise boşluğa savrulmuş  kimsesiz bir feryattır.
   Yabancı dilde eğitim veren (gerçek anlamıyla) bir liseden gelmediyseniz önünüzde koca bir sene hazırlık sınıfı vardı. Burayı üniversite ortamı gibi zannedip hayal kırıklığına uğramak hepinizin kaderi arkadaşlar, bizim de öyleydi, ama insan alışıyor. "Lise 5 tanımlaması" yerindedir, doğrudur.
   Eğer İstanbul dışından geliyorsanız ve İstanbulda kalacak yeriniz yoksa Kilyos Sarıtepe Kampüsünde bir sene geçirecek ve sadece ingilizce dersleri alacaksınız. Burada iki yurt bulunmaktadır. Birincisinin konforu iyi, sosyal ortamı kısıtlı, ikincisi ise tam tersi. Karakterinize göre seçiminizi yapın diyemeyeceğin çünkü tercih yapma hakkınız yok, bölümünüze göre birine yerleştiriliyorsunuz.
   Kilyosta öğrenci olmak bir roman konusudur. Boğaziçinin askerliğidir. Kilyosta en az bir sene kalmamış öğrenciye "olmuş" gözüyle bakmakta zorlanıyorum. Belki abartılı bir bakış fakat bunu hissetmek için yine Kilyosun çemberinden geçmek gerekir.

2. Dersler İngilizce.. 
   Türkçe konuşma becerisinin yerlerde seyrettiği ülkemizde İngilizce konuşmakta zorlanmayanların sayısı gerçekten çok düşük. Bunun için iyi bir lisede mezun olmanız da gerekmiyor. Boğaziçi Hocalarının derslerinde konuşmak için sağlam bir özgüven ve güvenilir bir altyapı da gerek. Tabi bütün genellemeler gibi istisna noktaları yok mu var.
   Genel olarak "her şey ingilizce,anlamıyorum,kendimi ifade edemiyorum" bataklığına düşmemeye çalışınız. O bataklık evet vardır, yakındadır, belki de çoğu öğrenci saplanmıştır fakat feryad ü figan fayda etmez. Tek çare en kısa zamanda ingilizce derslere adapte olmak ve konuşma pratiği yapmak.

3.Sosyal Hayat
   "Üniversitede kızlar teklif ediyomuş lan" önermesi ne kadar palavraysa da bu palavra çemberinin doğruluk eksenine en yakın olduğu noktaya Boğaziçi denir. Sadece kız-erkek ilişkileri için değil, ama genel olarak, sosyal konulardaki yeteneklerinizi kullanmak ya da açığa çıkarmak için Boğaziçi ortamı oldukça uygundur. Tek gereken birazcık özgüven  ve elbette cesaret. Anadoludan gelmişseniz benimsediğiniz değerleri çöpe atmadan (ama deforme de etmeden) nasıl üniversite ortamının gerçekleriyle barıştırabileceğinizin çarelerini bulmaya bakın.

Elbette hiç bir şey tam olarak siyah ve beyaz değil, gri tonlar hep mevcuttur. Bunu en iyi kavrayabileceğimiz yere üniversite diyoruz.


not: gerçekten boğaziçine gelme düşüncesini kafaya koyduysanız prof. celal şengörün boğaziçi hakkındaki yazısını okumamak faydalı olabilir. feci şekilde moral bozucu olduğu salık verilir.

15 Kasım 2012 Perşembe

BHRK Manifesto



BHRK, pratikte sosyal ve fikri tabanı bulunan fakat ne resmi ne de gayriresmi herhangi bir ifadesi olmayan organizasyondur.
Boğaziçi Üniversitesinde remedial olmak, diğer bütün akademik sıkıntılardan daha büyük olduğu gibi, remedial haklarını savunmak da gerçekte tüm Boğaziçililerin sıkıntılarını dile getirmek demektir. Zira Remedial olmak, bazı durumlarda, irademizle engelleyemeyeceğimiz, ailemizin ekonomik durumu ve sosyal karakteristiği gibi parametrelerle belirlenir. Robert Kolejli bir remedial görmedik. Hocaların ve yönetimin istediği böyle bir öğrenci profili olabilir. Fakat çoğumuz ne yazık ki (belki de iyi ki) Anadolunun farklı köşelerinden geldik. İngilizce eğitimi 1 yılda kolayca tamamlanamayacak kadar komplekstir, ve üniversitenin genel eğitim kalitesi de bunu 1 yılda bitirmeye haiz değildir. Biz, BHRK olarak aslında yokuz, böyle bir konsey de yok kurul da yok, ama remedial öğrenciler var ve onların sesi artık duyulmalı. Sanal bir dünyada sanal bir mizah, vazgeçemeyeceğimiz hayallerimiz, ve bitmez gayretimizle diyoruz ki, “Biz memleketlere dönsek Boğaziçi yine kalır, ama ne çok şey kaybedeceğini söylememize gerek var mı?”

Birleşik Hür Remedial Konseyi


Remedial öğrencilerin darbe hazırlığında olduğu istihbaratını değerlendiren üniversite yönetimi,güvenlik personelini ağır silahlarla donatma kararı aldı.
gelişmeler üzerine açıklama yapan birleşik hür remedial konseyi üyesi e.g,geçiş sürecine destek vermediği sürece üniversite yönetiminin meşruiyetinin sorgulanmaya devam edeceğini belirtti. boğaziçi üniversitesinde eylül profundan beri devam eden olaylarda binin üzerinde öğrenci evinden yurdundan ve bursundan oldu. 

Boğaziçi Açlık Grevi

Komşusu Açken Tok Yatamayanlar İnisiyatifi (KATYİ), Kuzey kampüste ikinci gününe giren açlık grevine tepki amacıyla bugün 14.30 sularında New Hall önünde toplandı.
Yaklaşık 200 kişiye hitap eden KATYİ Yürütme Kurulu üyesi e.b, grevi durdurmak için bir an evvel harekete geçmeleri gerektiğini, aksi takdirde uykusuz gecelerin haftalarca devam edebileceğini belirtti. e.b'nin açıklamalarının ardından yüzleri maskeli bir grup grev çadırına girdi ve çok sayıda öğrenciyi darp etti. Güvenlik görevlilerinin alana gelmesiyle son bulan kargaşada 6 grevci yaralanırken Rektörlük olayla ilgili soruşturma açılacağını bildirdi.

7 Kasım 2012 Çarşamba

Remedial Öğrenciler Boğaziçi

Birleşik Hür Remedial Konseyi bu akşam tokluk grevine başlıyor. Rektörlük eylem öncesi Konseye bağlı kulüp odalarına baskın düzenlerken çok sayıda öğrenci göz altına alındı.
Yapılan aramalarda öğrencilerin bayram sonrası evlerinden getirdiği 146 kilo kurban eti, 6 koli snickers ve çok sayıda termosa el konuldu. KATYİ'nin BHRK bağlantılı bir organizasyon olduğu Mayıs ayında açık istihbarat kaynaklarına yansımıştı.