14 Kasım 2012 Çarşamba

Malatyanın Kuruluşu


>Malatya’nın kuruluşu:



1838 yılında, Doğu Anadolu’daki kuvvetleri kumanda eden Hafız Paşa, Suriyeyi işgal etmiş olan Mısır ordusuna karşı askeri harekatı yürütmekteydi. Karargahını Elazığ’dan o zaman “Malatya” diye adlandırılan şehre yerleştirdi. 12bin kadar olan halkını da, askerleri barındıracak ev bulunmadığı için, Aspuzu köyüne göçmeye mecbur etti. 1838/1839 kışında ordu Malatya’yı terketmediği için halk Aspuzu’da kalmak zorunda kaldı. Ertesi sene Hafız Paşa kuvvetleri, Mısır ordusu ile Nizip’te savaşmak üzere şehri terkedince, tahrip edilmiş metruk şehirden dönülmedi ve halk bağlarda kaldı. Aspuzu, daha önce Malatya halkının sayfiye yeriydi, bağ ve bahçeler burada bulunuyordu.

Ahbun ne demek



Sivas/Zara, Erzurum'un bir kısmı, Elazığ, Malatya civarlarında kullanılan bir kelime. h, hırıltılı olarak telaffuz edilir. Tezek anlamındadır

Ayahçah ne demek


Ayaxcax: Merdiven


Türk Dünyasındaki kullanım şekilleri:

merdüven
merdügen
nardivan
nardüban 

Mousnier ve Fransız Akademisi


18. asırda Fransız Akademisi adına Mousnier, Avrupa’yı “ilerleyen,değişen ve bu değişimi de bilinç ve bilgideki ilerlemeyle sağlayan” bir camia olarak ilan eder. 




Gerçekten, Rönesansla başlayan ve Aydınlanma’da zirve yapan süreç, Avrupa’nın medeniyet planında sınırlarını çizdiği, tahkim ettiği üstelik Avrupalılık bilincini teşkil ettiği bir zaman dilimine işaret eder. 



Bu süre zarfında Avrupa, siyasi ve iktisadi planda,  Avrupa-dışı aktörler karşısında bütüncül bir üstünlük sağlamış, bu tartışmasız hakimiyetten olsa gerek, tamamen mantık dışı olmamakla birlikte kültürel bir üstünlük iddiasına kapılmıştır. Bu üstünlük teorisi, tüm bilim dallarında, özellikle de sosyal bilimlerde bir yeniden inşa faaliyetini de ihtiva ediyordu. 




Comte’dan Levi Strauss’a antropololoji ve sosyoloji gibi ilimler, Avrupalı’nın üstünlüğünü “kanıtlıyordu”. Bizatihi sosyoloji, Avrupa toplumlarının geçirdiği evrelerin ve kültürel kodların etraflıca bir mütalaasıyla oluşturulan değerler sisteminin 














Batı-dışı toplumlar için tatbik edilmesinin önünü açmıştır. Peki bu üstünlük iddiası, günümüzde gerçeklikle uyuşmakta mıdır? Avrupa, bırakın “bilinç ihraç etmeyi”, nevi şahsına münhasır bir bilince sahip midir,tartışılır.

Yahudiler Üstün Irk mı?



Üstün ırk miti ne kadar gerçekçi? Âdem ve Havva kıssasını anlatan Tevrat'tan nasıl olur da bir kısım toplulukların diğerlerinden üstün olduğu hükmü çıkarılabilir? 

Madem ki bütün insanlar aynı anne-babadan gelmiştir; öyle ise Yahudi ırkını üstün yapan nedir? 

Kendinden farklı olanları insandan saymayan bir düşünce elbette ki antipati uyandırır. 

Irkçılık hangi düşüncede olursa olsun yanlışlıklarla ve haksızlıklarla dolu bir akımdır.

Antisemitizmdeki Yahudi aleyhtarlığı ne kadar bağnaz ve katı ise Siyonizm'deki Yahudi ırkının üstünlüğü ve ayrıcalığı fikri de o kadar katı ve bağnazdı. 





Yahudiler yerel ama evrensel bir hâkimiyet kurmak için rejimi ne olursa olsun her ülkede hâkimiyet kurmak için ülkenin finansal ve siyasal yapısını ele aldı. Örneğin borsa. Böyle manevra kabiliyeti yüksek alanlar ülkedeki hâkimiyeti pekiştirmek için önemli bir etken oluşturdu.