1 Kasım 2013 Cuma

Dersane mi Özel Ders mi?

Çarpık okul sisteminin meydana getirdiği boşluklar dersaneler sayesinde kapanıyor. Fakat dersanelerin de bu boşluğu, tüm boyutlarıyla kapadığını düşünmek safdillik olur. Mesela fizik dersini dersanedeki derste kaçırdınız, üstelik özel etüt de alamadınız, işte bu ve bu gibi durumlarda özel ders ve özel hoca devreye girecektir. 

Okul ve dersane gibi toplu yapılan eğitimlerin aksine özel ders kavrama-uygulama kabiliyetlerine pozitif etki yapar. Okul ve dersanede bir konuyu anlamadığınızda yapılan açıklama bir ders saatinin yarısını dahi bulamazken özel derste dilediğiniz konuyu öğretmenle birebir çözebilirsiniz. 

Dersaneler, mantık itibariyle okulda verilen eğitimden çok uzak değildir. Yalnızca okul eğitiminin hızlandırılmış/preslenmiş bir halidir. Oysa özel derste dilediğiniz zaman dilediğiniz konuya başlayabilir, zaman aralığını siz belirleyerek rahat edeceğiniz bir ortamda konuyu kavrayabilirsiniz.

Ücret konusunda, ortalam bir dersanenin yıllık maliyetini 5000 lira olarak alırsak, zorlandığınız derste, zorlandığınız konularda alacağınız özel dersler bu maliyetin yarısından biraz fazlasına tekabül eder. Üstelik dersanenin aksine konu kaçırmak gibi bir mesele de söz konusu olmaz.

Özel Ders Hakkında

Okul ortamlarında öğrencilerin eksik kaldığı konularda alanında uzmanlaşmış hocalardan birebir ders alarak eğitimlerine katkı yapmaları mümkün.Tabi bu durum bazen çok maliyetli hale gelebilmektedir,özel ders konusu insanların kandırıldığı ortamlar haline gelmeye başlamıştır.
Güven ve istikrar olması gereken bu konu çok ciddiye alınacak,öğrencinizin vaktini boşa harcamasına neden olabilecek bir konudur.

19 Temmuz 2013 Cuma

Aşk Acısı Nasıl Geçer?

Aşk, binyıllardır insanoğlunun en önemli gündem maddesi. Aşk acısı, her zaman varolmakla birlikte günümüzde bunalımlara, cinayetlere, intiharlara bile yol açabiliyor. Bazen onu boşanma sebebi olarak, bazen de kayan hayatlarda görüyoruz. Peki aşk acısı nasıl geçer?



1. Unutmaya çalışmak
Elbette unutmaya çalışmak en azından kısa vadede faydasızdır. Bunun yerine "aşkınız"ın size verdiği zararları gözünüzün önüne getirin ve fırsat buldukça düşünmeye çalışın

2. Yeni birisini bulmak
Bu fazlasıyla acımasız geliyor kulağa. Hiçbir şey bir insanın onuruyla oynamaktan daha önemli olamaz. Emin olun, yeni birisini hemen ve sırf unutmak için hayatınıza aldığınızda zarar verir ve zarar görürsünüz

3.Hayat tarzını değiştirmek
Daha önce yapmadığınız, yapmak isteyip de fırsat bulamadığınız şeylerle meşgul olun. Yarım kalmış hayallerinizi gerçekleştirmek için daha uygun bir fırsat düşünülebilir mi?

4.Aile bağları
Aile, çoğu zaman bu durumlarda yaraları sarmaya yardımcı olur. Ne olursa olsun, kim sizi terkederse etsin sizi terketmeyecek ailenizle bağlarınızı yeniden gözden geçirin ve sağlamlaştırın

5.Psikolojik Destek
Böyle durumlarda bir uzman desteğine başvurmak her zaman için en etkili yoldur. Çekinmeyin..

Kütüphanede Sabahlamak

Çoğu kitap kurdunun hayalidir kütüphanede sabahlamak. Kitap kurdu seviyesinde olmasam da ben de çok zaman hayalini kurmuşumdur bunun. Bir keresinde mutlaka denemek de istiyorum.

Kitap okumanın faydalarından önceki yazımızda bahsetmiştik. Kütüphaneler de kitap kurtlarının huzur ve mutluluk duydukları yerlerdir. Bir nevi kurtarılmış bölge diyelim. Burada dünyanın bitip tükenmez dertlerinden tasalarından kaygılarından felaketlerinden sıyrılıp kitabın dünyasına geçiş yaparsınız. Kitaplarda dert tasa yok mu? Var. Fakat dünyanınkiler kadar yıpratıcı değildir. Zira burada izleyicisinizdir. Ders çıkarıp gerçek hayatta ona göre davranma şansınız her zaman mevcuttur.

Kitap Okumanın Faydaları saymakla bitmez

Kütüphaneler, çoğu kitap kurdunun mutluluğu ve huzuru yakaladığı yerler. İlla devasa bir devlet kütüphanesi gelmesin aklınıza, evinizde belki bir iki raftan müteşekkil şirin "kütüphaneniz" de bu söylediğime dahildir. Hatta en çok da onlardan bahsediyorum.


Kitaplar, en zor zamanlarımızda da, en mutlu anlarımızda da sorgusuz sualsiz ve en önemlisi karşılıksız yanımızdadır. Bir romanı açınca aslında başka bir dünyanın kapılarını açmış olur ve başka insanların perspektifinden hayatı algılamaya çalışırız. Böylece zihnimizi bir süre dinlendirdiğimiz gibi "kendimizi başkasının yerine koyarak" yani empati yaparak, kişiliğimizi de güçlendiririz. Hal böyleyken kitap okumak, hem geliştirici hem düşündürücü hem de dinlendirici..