13 Haziran 2013 Perşembe

Doğru Bildiğimiz Yanlışlar (Galat-ı Meşhurlar)

          • ÇOĞU KİŞİNİN YANLIŞ KULLANDIĞI KELİMELER
  • Bu kelimeler bizim derslerimizde de gördüğümüz anlatım bozukluğu konusuna da girmektedir.
  • Arapça veya Farsça Kökenli Çoğul İsimlerin Tekrar Çoğul Eki Getirilmesi İle Oluşan Galat-ı Meşhurlar
    • evraklar : evrak çoğul bir kelimedir (varak (dosya veya sayfa) ifadesinin çoğuludur)
    • evliyalar: evliya çoğul bir kelimedir (veliler anlamına gelmektedir)
    • evlatlar : evlat çoğul bir kelimedir (velet anlamına gelen çocuk kelimesinin çoğuludur)
    • fukaralar : fukara çoğul bir kelimedir (fakirler anlamına gelmektedir)
    • Tüccarlar : Tüccar çoğul bir kelimedir (tacirler anlamına gelmektedir)
  • Etmek, Olmak, Yapmak Gibi Yardımcı Fiillerle Yapılan Galat-ı Meşhurlar
    • cinnet geçirmek : Doğrusu cinnet getirmektir'dir
    • şok olmak : Doğurusu şoke olmak
  • Bir Kelimenin Yanlış Anlaşılması Sonucu Oluşan Galat-ı Meşhurlar 
    • sukutu hayale uğramak :  Doğrusu sükutu hayale uğramak
    • saatler olsun : Doğrusu sıhhatler olsun
    • altı kaval üstü şişhane : Doğrusu altı kaval üstü şeşhane
    • eninde sonunda : Doğrusu önünde sonunda
    • hatasıyla sevabıyla : Doğrusu hatasıyla savabıyla'dır. Savab doğru anlamına gelmektedir
    • ateş olsa cürmü kadar yer yakar : Doğrusu ateş olsa cirmi(cüssesi) kadar yer yakar
    • antiparantez : Doğrusu antrparantez (parantez girilmesi) anlamına gelir ve anti parantez ile ilgisi yoktur
    • kelli felli : Doğrusu kerli ferli. Ker kuvvet, fer iktidar anlamına gelmektedir
    • zürafanın düşkünü, beyaz giyer kış günü : Doğrusu zürefanın (zarifin çoğulu) düşkünü, beyaz giyer kış günü
    • ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz : Doğrusu Ane gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
    • ince eleyip sık dokumak : Doğrusu ince eğirip sık dokumak
    • su küçüğün, söz büyüğün : Doğrusu sus küçüğün, söz büyüğün
  • Bir Kelime İçinde Zaten İçeren Bir Anlamı Tekrar Kullanmak Sonucu Oluşan Galat-ı Meşhurlar
    • küçük bir nüans  : Doğrusu nüans . Nüans zaten küçük bir fark demektir
    • mesire yeri : Doğrusu sadece mesire. Mesire gezilen yer anlamına gelmektedir
    • çaydanlık : Doğrusu sadece çaydan. -dan eki farsça -lık eki anlamına gelmektedir
    • fakir fukara : Doğrusu fakirler. Fukara kelimesi zaten fakirler demektir
  • Bir Kelimenin Okunuşu İle İlgili Galat-ı Meşhurlar
    • kabus (Kağıt keşimesindeki gibi ince K ile okunur) : Doğrusu kalın K ile yani yazıldığı gibi okunmalıdır
    • muhattap : Doğrusu muhâtap
    • selvi : Doğrusu servi
  • Diğer 
    • namahrem : Doğrusu mahrem. Namahrem kelimesini mahrem anlamında kullanıyoruz ancak na ön eki olmsuzluk anlamı vermektedir ve namahrem mahrem olmayan anlamına gelir
    • geçtiğimiz hafta : Doğrusu geçen hafta

Osmanlılılık ve Osmanlıcılık

Osmanlı devlet adamları siyasi literatüre “Osmanlılık” ve “Osmanlıcılık” gibi kavramları katarak ayrışmayı  geciktirmeye çalıştı.Ayrıştırmayı önlemek imkansızdı.Zira her ulusta milli bilinç uyanmaya başlamıştı.Ancak bunu en az kayıpla atlatmak; en azından hilafetin ve saltanatın birleştirici gücünü millet sisteminin devamı doğrultusunda kullanmak gerekiyordu.Bunun için Osmanlı tebasını belli ortak paydalar etrafında birleştirme yoluna gidildi.
         Özellikle Kanun-i Esaside Osmanlıcılık üç temel esasa dayanıyordu: Osmanlı hanedanı, meşrutiyet ülküsü ve vatan mefhumu…(2)
         “Osmanlıcılık” Tanzimat’tan itibaren bütün imparatorluk tebaasını “Osmanlı” tabiri adı altında toplayarak siyasi manada yeni bir millet oluşturma gayretinin adıdır. Osmanlı tebaası eşit, hür ve adil bir sistem içinde bu üç temel ilkenin şuuruna vararak “Osmanlı milleti”ni teşkil edecekti(3)
         Meclisin açılış töreninde bulunan Times muhabirinin Hıristiyan olmayan mebusların kendisine gösterilmesini istemesi üzerine bir paşa “Bu mebuslar kâmilen Osmanlıdır. Artık Müslüman veyahut Rum ve Ermeni değildir.” Demiştir.(4)
         Her ne kadar “Osmanlıcılık “  Tanzimat’tan sonra ulusal akımların önünü kesmek ve millet olma bilincini korumak için kullanıldıysa da aslında 15 ve 16.yüzyılda fiilen tatbik edilmiştir.Kanun-i Esasi sadece bunu teorize etmiştir. Tarihte teorisinden önce pratiği uygulanan ender olaylardan biridir.
         Örneğin 16.yüzyılda Sırp asıllı olan Sokullu’nun sadarete kada yükselmiştir.Hatta bir ara kardeşini Peç patriği yapmıştır.Bunun dışında Osmanlı tarihinde bir çok Ermeni,Yunan,Arnavut,Boşnak asıllı üst düzey bürokratlar mevcut.Osmanlı tabiiyeti altındaki uluslar kimlik ve kültürlerini Osmanlı platformunda Osmanlı tabiri altında yaşatmıştır.

Said Celili Kimdir?

Aynı zamanda akademisyen olan Celili, İmam Sadık Üniversitesi mezunudur.
İran Irak savaşında Besic militanı olarak cephede bulundu
Kerbela-5 operasyonunda sağ ayağını kaybetti.
Bir dönem nükleer başmüzakereci görevini yürütmüştür
İran'ın dini lideri Ali Hamaney tarafından şimdiki görevi onanan Sait Celili İran Dışişleri Bakanlığı'nda Avrupa ve Amerika Daire başkanlığı gibi çeşitli görevlerde bulunmuştu.

Şu anda İran Cumhurbaşkanlığı için en önemli aday.

Plebisit nedir?

Topçu Kışlası için plebisit seçeneği..


Teknik olarak referandum yapılamaması daha dar kapsamlı bir oylama anlamına gelen plebisiti gündeme getiriyor. 5393 Sayılı Belediye Kanunun 15’inci maddesi belediyelere halk oylaması yetkisi veriyor. Söz konusu maddede, “Belediye, belde sakinlerinin belediye hizmetleriyle ilgili görüş ve düşüncelerini tespit etmek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabilir” ifadesi yer alıyor. Gezi Parkı için de daha geniş bir mutabakat metinin oylaması anlamına gelen referandum yerine bir durumun tercih edilmesi anlamına gelen plebisitinin yapılabileceği görülüyor. 

Bugün Başbakan da referandum değil plebisit olacağını açıkladı.

REFERANDUM NEDİR?

Gezi Parkı olayları sonrası Topçu Kışlası düzenlemesi konusunda referandum seçeneğinden bahsedildi. Peki nedir bu referandum?

Referandum (latince referendum) genelde anayasa değişikliği, yasaların kabulu ve ya çok önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamadır. Referandumda halkın iradesi idareye doğrudan doğruya yansımakta olup doğrudan demokrasi'nin güzel bir örneğidir. Temsili demokraside ise, halkın seçtiği insanlar, halkın iradesini yansıtmaya çalışmaktadır. Türkiye'de çok az uygulanan referandum, gelişmiş ülkelerde sık sık uygulanır. Referandum kelimesi genelde plebisit kelimesiyle beraber anılır. Plebs, Eski Roma'da, ayrıcalıklı patriciiler dışında kalan kalabalık halk sınıfına verilen isimdir. Plebs meclislerinin aldığı karar anlamında olan Latince plebiscitum sözünden gelir. Plebisit genelde yasama organlarının biri tarafından halkın oylamasına sunulan bir sorudur. Plebisit bir şekilde güven oylaması manasını ihtiva ettiği için, günümzde pek sık kullanılmamaktadır.

Eski çağ sitelerinde vatandaşlık hakkına sahip bir kısım halk, gerçek bir hükümet ve yasama organı gibi toplanırdı. Bugün ise bazı İsviçre kantonlarında ve bir kısım Amerikan kominlerinde, yılda bir defa toplanan halk genel kurulunun görevi, sadece yöneticileri denetlemek ve tekliflerini bildirmektir.

Doğrudan demokrasinin fiilen uygulanmasındaki güçlük sebebiyle temsili demokrasi sistemine gidilmiştir. Bu sistemin de mahzurlarını gidermek ve doğrudan demokrasi sistemine yaklaşmak için, yarı doğrudan demokrasi sistemine gidilmiştir. Referandum bunlardan birisidir. Yarı doğrudan demokrasi denilen, halkın yönetime katılmasının bu şeklinde ise; seçmenlerin görevi, sadece temsilciler seçmek değildir. Seçmenler, gerek anayasa yapma ve gerekse yasama yetkisine oylarıyla katılırlar.

Hazırlanmakta olan bir kanunun kabulüne veya bir kanun teklifine halkın katılması iki şekilde olur:
  • Yetkili makamın bir kanun tasarısı veya teklifinin esaslı kısımları hakkında halk oyuna başvurmak.
  • Yasama organı (parlamento)nun hazırladığı kanun hakkında halkın reyine müracaat etmek.

Meclisin hazırlamış olduğu kanun, yürürlüğe girmeden önce halka sunulur. Seçmenler, hazırladıkları bir dilekçe ile kanunun karşısında yeterli sayıda imza toplayabilirse, kanunun tasdiki veya yürürlükten kaldırılması hususunda halkın reyine başvurulur. Karşı oylar yetersiz kalırsa kanun, referandumla tasdiklenmiş sayılır. Karşı oylar fazla gelirse, kanun yürürlükten kalkmış olur. 1789 Fransız ihtilali sonucu Fransa'da uygulanan bu sistem, bugün bazı Amerikan eyalet anayasalarında yer alır. Buna halkın tasdiki veya halk vetosu denir. Bazan da, Alman Weimar Anayasasında olduğu gibi; devlet başkanı dilerse, her hangi bir kanunu tasdik etmeden önce, bir defa da halkın oyuna gerek duyabilir.

Anayasaların, yeni hazırlanmalarından sonra veya önemli değişikliklerde referandumla halkın oyuna başvurulur. Türkiye'de, Fransa'da ve İsviçre'de yeni anayasaların kabulü bu şekilde olmuştur. Buna Anayasa Referandumu denir.

Türkiye'de ilk defa referanduma, 1960 Anayasasının kabulü sırasında başvurulmuştur. Katılan seçmenlerin % 62'si evet, % 38'i hayır şeklinde oy kullanarak; Kurucu Meclis'in hazırladığı Anayasayı kabul etmiş oldu. 1982 yılındaki, Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasanın referandumunda ise, kabul oyları % 91'i geçti. Red ise % 9 idi. Yeni anayasa ittifaka yakın bir çoğunlukla kabul edilmiş ve seçmenlerin tasvibini almıştır.

Kanunların halkın referandumuna sunulması usulü ABD ve İsviçre'de temel bir prensip olarak kabul edilmiştir. Bugüne kadar referanduma sunulmuş dünya anayasaları içinde sadece 1946 Fransız Anayasası halk tarafından birinci oylamada reddedilmiştir. Bu anayasa ikinci referandumda kabul edilmiştir.