Günlük hayatın doktoru... Sağlık, Eğitim, Günlük yaşam, Eğlence konularını içeren kişisel blog.
24 Haziran 2013 Pazartesi
Oktay Sinanoğlu, Yabancı Dilde Eğitim ve Türkçe Olimpiyatları
Yabancı dilde eğitim meselesi bir süredir ülkemizde çeşitli vesilelerle konuşuluyor. Tartışma esas itibariyle, bu tarz eğitimin yaygınlaştırılması veya yasaklanmasından ziyade anadildeki yeteneklere yaptığı tahribat üzerinde cereyan ediyor. Bu konunun gündeme gelmesinin öncülerinden biri de kuşkusuz Oktay Sinanoğlu.

Çok erken bir yaşında aldığı profesörlük ünvanı ile ülkemizin gururu olan Sinanoğlu, uzmanlık alanlarının yanısıra Türkiyenin eğitim ve kültür politikalarına yaptığı sert eleştirilerle büyük yankı uyandırdı. Bye Bye Türkçe, Büyük Uyanış, Ne Yapmalı gibi kitaplarla adından sık söz ettiren "Türkiyenin Aynştaynı" yabancı dilde eğitim konusunda tavizsiz bir tutum sergiliyor.
Ülkemizde bir çok üniversite İngilizce eğitim veriyor. Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent, Sabancı gibi önde gelen üniversitelerimiz yüzde yüze yaklaşan İngilizce ders oranıyla hem öğrencilerin hem de eğitim uzmanlarının eleştirilerine maruz kalıyor.
Bizim açımızdan, öğrenciye yeterli ve uluslararası düzeyde bir İngilizce verebilmek için " tüm derslerin İngilizce" olması gibi bir zorunluluk yoktur. İlköğretim ve lise düzeyinde verilen yabancı dil eğitimi oldukça kalitesiz iken Anadolu'dan gelen bir öğrenci bir yıl gibi kısa bir süre zarfında nasıl " yabancı dilde eğitim " sürecine uyum sağlayabilir? Sinanoğlu, bu konuda kendi çözüm önerilerini sıralamadan geçmiyor. Yeterli ölçüde verilen bir Türkçe, hem genel eğitim-öğretim seviyesinin yükselmesi hem de Türkçemizin bir "dünya dili" olması için yeterlidir. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları bu konuda ümit verici bir gelişmeydi. Dünyanın dört bir yanından gelen gençler Türkçeyi etkileyici biçimde kusursuz kullandı ve birbirinden güzel şarkı ve şiirler eşliğinde bize unutulmaz bir şölen yaşattı.
Umarız Oktay Sinanoğlu'nun rüyası gerçekleşme yolundadır ve Türkçeyi bir dünya dili olarak görmek bize de nasip olur.. Bakalım ne olacak..
Çok erken bir yaşında aldığı profesörlük ünvanı ile ülkemizin gururu olan Sinanoğlu, uzmanlık alanlarının yanısıra Türkiyenin eğitim ve kültür politikalarına yaptığı sert eleştirilerle büyük yankı uyandırdı. Bye Bye Türkçe, Büyük Uyanış, Ne Yapmalı gibi kitaplarla adından sık söz ettiren "Türkiyenin Aynştaynı" yabancı dilde eğitim konusunda tavizsiz bir tutum sergiliyor.
Ülkemizde bir çok üniversite İngilizce eğitim veriyor. Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent, Sabancı gibi önde gelen üniversitelerimiz yüzde yüze yaklaşan İngilizce ders oranıyla hem öğrencilerin hem de eğitim uzmanlarının eleştirilerine maruz kalıyor.
Bizim açımızdan, öğrenciye yeterli ve uluslararası düzeyde bir İngilizce verebilmek için " tüm derslerin İngilizce" olması gibi bir zorunluluk yoktur. İlköğretim ve lise düzeyinde verilen yabancı dil eğitimi oldukça kalitesiz iken Anadolu'dan gelen bir öğrenci bir yıl gibi kısa bir süre zarfında nasıl " yabancı dilde eğitim " sürecine uyum sağlayabilir? Sinanoğlu, bu konuda kendi çözüm önerilerini sıralamadan geçmiyor. Yeterli ölçüde verilen bir Türkçe, hem genel eğitim-öğretim seviyesinin yükselmesi hem de Türkçemizin bir "dünya dili" olması için yeterlidir. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları bu konuda ümit verici bir gelişmeydi. Dünyanın dört bir yanından gelen gençler Türkçeyi etkileyici biçimde kusursuz kullandı ve birbirinden güzel şarkı ve şiirler eşliğinde bize unutulmaz bir şölen yaşattı.
Umarız Oktay Sinanoğlu'nun rüyası gerçekleşme yolundadır ve Türkçeyi bir dünya dili olarak görmek bize de nasip olur.. Bakalım ne olacak..
Etiketler:
bilkent,
boğaziçi üniversitesi,
dünya dili türkçe,
ingilizce eğitim,
odtü,
oktay sinanoğlu,
türkçe olimpiyatları,
türkiyenin aynştaynı,
yabancı dilde eğitim,
Yazarların Bilinmeyenleri
23 Haziran 2013 Pazar
KAYAKÖY Sahipsiz mi?
not: Facebookta konuyla ilgili Save Kayaköy isimli bir sayfa mevcut. İlgilenenler ziyaret edebilir.
Türk Medyası ve Kültür Programları
Yıllardan beri söylenegelir, "Türk medyası kültür programlarına gereken önemi vermiyor." Böylesine kolayca hüküm vermek yerine mevcut programların kalitesi ve izlenebilirliği üzerinde durmakta yarar var. Genel olarak baktığımızda Türkiyede kültür kanallarının sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek seviyede.
Tabi kültür kanalı dediğimizde ilk akla gelen TRT2 idi bir zamanlar. Daha sonra TRT Habere dönüştürüldü bu kanal. Şimdilerde TRT Haber başarılı bir grafik sergiliyor fakat kurum, TRT2nin açtığı boşluğu kapatabildi mi, üzerine düşünmek gerekir. TRT OKUL, TRT MÜZİK gibi tematik kanalların hem ratingi düşük hem de süreklilik konusunda umut verici değil. Oysa TRT2'nin sadık bir izleyici kitlesi vardı. İlber Ortaylı ve Selim İleri'nin programları ilk akla gelenler. Buna Hilmi Yavuzun da içinde bulunduğu muhteşem şiir programını da eklemek gerekir.
Etiketler:
hilmi yavuz,
ilber ortaylı,
kültür kanalları,
mehtap tv,
selim ileri,
trt2,
TV,
ülke tv
GACI Kelimesinin Kökeni
Türkiye Türkçesinde "kadın,dost,metres,sevgili" anlamlarıyla kullanılan "gacı" kelimesinin çeşitli şive ve ağızlarda "ağabey,hanım,küçük kardeşi" gibi anlamlarına da rastlanır. Çeşitli şive ve ağızlarda geçen "kada, kadı,kadi" gibi kullanımlar "yenge,ağabey,küçük kardeş" gibi anlamlarıyla kıyaslanınca "gacı" kelimesinin eski Türkçedeki "ka" köküyle bağlantılı olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda "gacı" "ka+açı(abla)" şeklinde ortaya çıktığı savunulabilir.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)